30 Mayıs 2013 Perşembe
nilgun marmara
"diledin mi yanında tümden varolmayı an için
ve bir kaç sonrasında hiç yokmuşçasına
beklememeyi bir şey çevremdekilerin uyumundan başkaca? "
..
"aydınlıkta köhneliği belirginleşen ve kentte ve konutta hiçbir şey neyse ben oyum. öylesine
bağsız ve yeğniyim ki bu hafifliğin şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum.
sanki varoluş beni cezalandırmak ister gibi; yoğunluğundan bana düşen payını benden geri
alarak bu yoğunluğa, olur olmadık herkese ve her şeye fazlasıyla katlayarak sunuyor. "
..
"ey, iki adımlık yerküre
senin bütün arka bahçelerini
gördüm ben!"
..
"pencerede elmas tanecikler ve çevresinde delikler. göz için. deli. çöl faresi. kum bekçisi. cımbız gözlü. iğne burunlu. eskiden bir yıldızmış. göğünü yitirmiş. kumda şimdi. falına bakıyor. yeniden dönecek mi? taneleri kimi zaman tek çıksın diye sayıyor. olmuyor, çift çıkıyor. bazen 'çift' tutuyor içinden. bu kez de tek çıkıyor.
bulamıyor gök kuma hangi sayıyla yazılmış. geceleri iyice umutsuz, renk körü... çölde her şey birbirine karışıyor..
öç alma duygusuyla yanarak 'neden büyüdünüz, genleştiniz, yayıldınız, gövdelerinizle, aletlerinizle, anlaklarınızla, aşklarınızla, ağlatılarınızla, güldürülerinizle, yüceliklerle, bayagılıklarla; bu yerküreyi nasıl iyeliğinizin bir yapıtı olarak algılıyor onu altetmeye çalışıyorsunuz? ' sorabilir."
..
"o zaman da aynı karanlık, aynı yarasaydı,
manolya delirmezden önce.
büyükannemizin kocaman bakla bir evi,
uzun pencereleri vardı, sedirinde
ölü doğmuş fareler pembeliği.
okurduk leziz balgamlı gazetelerini büyükbabamızın,
okşarken ve korkarken erkek anamızdan,
babamız bir gılman, pir şefkat,
acımızın cümbüşünde sarsak bir kukla,
o yokuşta onursuz müezzin kuşları,
sabaha karşılar, akşama karşılar hep,
dizleri topunun diplerimiz olmuştu,
uzun uzadıya bir fener alayı..
karanlık aynı, yarasa aynı,
bu eller bu yüzden yıkandıktan,
manolya delirdikten sonra."
..
"yüzü olmayan bir palyaço, elleriyle olmayan yüzünü örtüyor ve ağlıyor. içerden ağlıyor ve ölüyor. zaman yüzünü eskitemez çünkü yüzü yok!.. benle benim aramdaki farkı gorebiliyor musun?"
..
"ey, öyleydi o!
kedilik kafesinde yaşardı
kötülük denli gerçekti
belki de sanat kadar kurmacaydı
dünyaya karşı güler, gülerdi.
pembe sevgili.."
..
"belki ona gideriz yarın,
belleksiz sevgiliye,..
yarın gideriz belki ona,
unutuşun türküsü, bekleyiş
tortusunda,
esnek kokulu çiçeğe,
kaynak bakışlı venüs'e.."
..
"cok yalnizim, mutsuzum
gorundugum gibi degilim aslinda
karanliklarda kaybolmusum
bir isik ariyorum, bir umut ariyorum uzun zamandir
aradikca batiyorum karanlik kuyulara
kimse duymuyor cigliklarimi
duyan aldiris etmiyor cekip kurtarmak istemiyor
bense insanlarin bu ilgisizligi karsisinda ilgiye susamisim
umidimi yitirmisim
biliyorum bir gun dayanamayacak kucuk kalbim
arkami donup inandigim ve guvendigim herseye
veda edecegim.."
..
"el yazıma en çok benzeyen aşkım,
sana kelimelerimin gördüğü bütün düşlerimi bıraktım.."
..
"niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.."
..
"kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer.."
..
''hayat hep yüzünle seviştik.
tersinin hatırı kaldı.
ölürken
kahkahamı bırakacağım.''
..
"usumeyeyim.."
nilgun marmara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder