26 Mart 2013 Salı

dorduncu mektup

sevgili,

seni sevdigim icin ısrarla dunyayı sevebiliyorum.. sanki once beni sonra dunyayı sterelise ediyorsun.. sorunlar ustesinden asılmaz gelmiyor, cirkinlikler gozume batmıyor, kotucul seyler o kadar da rahatsız etmiyor.. bunların hepsi seni seviyorum diye oluyor, iyi biliyorum.. 

insanın icini mutlulukla ve salt huzurla kaplıyorsun.. nasıl yapıyorsun bilmiyorum.. karanlık, rahatsız, huzursuz, bunalımlı her seye mesafeyle yaklasır oluyorum, gormuyorum, duymuyorum, hissetmiyorum, icsellestirmiyorum.. siyahcıl her seye kor oluyor gozlerim.. cırtlak her sese sagır oluyor kulaklarım.. gereksiz her muhabbette ben de "bilmiyorum" deyip geciyorum.. bunların hepsi seni sevdigim icin oluyor.. bunların hepsi guzelliginle nazarımda tum dunyayı yeniden hosa giden seylerle tanımladıgın icin oluyor.. bunların hepsi su dunyada karsılasmıs oldugum en buyuk guzellik oldugun icin oluyor.. seni seviyorum.. elbet seni sen oldugun icin seviyorum oncelikle.. ama sonra ruhumu, yerkuremi, hayata bakısımı, varlıgımı, durusumu, huyumu suyumu, tepkilerimi, ozetle hayatımı hayat yapan her seyimi guzellestirdigin icin seviyorum. atilla ilhan "ben sana mecburum, bilemezsin" demis ya, "icimi seninle ısıtıyorum" ben de sevgili.. ruhumu sayende anlamlandırıyor, hayatı sayende seviyor, sana askla yaklastıkca her seye askla yaklasabilmeye baslıyorum..

seni seviyorum ve seni sevdigim icin tum dunyayı sevebiliyorum..

bir arkadasım acayip seker bir hatundur. acayip pozitif biridir. bir gun yanımızda sarhos oldu. sarhos olan napar? abuk sabuk istekleri olur. abuk sabuk seyler yapar. abuk sabuk konusur. benim aklı evvel arkadasım butun aksam "dunya barısı istiyorum" diye bagırdı. bilincaltında -ya da abuk sabuk hallere burunulen sarhoslugunda diyelim- dahi boyle iyicil seyler barındırıyormus benimkisi. kendimi tam da o tapındıgım kadın gibi hissetmeme sebepsin. sen benle olunca damarlarımdan asabiyet degil uysal, guzel seyler fıskırıyor..

seni seviyorum ve seni sevdigim icin tum dunyayı sevebiliyorum..

hayatımın adamı oldugunu beni ruhsuz, suratsız, sinirli, nefret yuklu bir kadından tam da bunların tam tersine cevirdiginde anladım.
hayatımın adamı oldugunu sayende dunyayı daha fazla sevebildigimde anladım.
hayatımın adamı oldugunu beni hep benim icin iyicil seylere yonlendirdiginde anladım.
hayatımın adamı oldugunu sozlugumdeki butun tanımları silip her kelimeyi, her ogretiyi, her anlamı yeniden gupusguzel icerikleri kusatıp tanımladıgında anladım.
hayatımın adamı oldugunu hicbir gun senden vazgecmeyecegimden emin oldugumda anladım.

hep kacarak degil yuzleserek yasamalı diyorsun..
oysa sen benim hayatımda oldukca benim yuzlesme geregi duydugum hicbir sey kalmıyor ki..
onum arkam sagım solum huzur oluyor..
dunum, bugunum, yarınım huzura eriyor sanki..

seninle cok huzurlu bir hayatımız olacak, farkındayım.
hayatımı guzellestiren sen, guzel her seyde varsın.. ufak yavru bir kedinin sevilince mırlamasında, cocukların ucurtma keyfinde, annenin cocugunu sevgiyle emzirmesinde, babanın ogluyla maca gitmesinin keyfinde, ciceklerde boceklerde, dogada, etrafta..
guzel her seyde senden bir parca goruyorum ben.
o kadar guzelsin ki, o kadar dunyayı ve dunyamı guzellestirenimsin ki sana karsı ne buyuk tutkuyla baglı oldugumu bir turlu tam olarak anlatamıyorum..
ben ki kelimeleri iyi kullanırım, sozcukler arkadaslarımdır, konu sen olunca ifade yetenegim tıkanıyor..
cunku bohcamda senin kadar guzel kelime yok..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder